Deprem Sigortası
17 Ağustos 1999 depremi sonrasında hayatımıza giren Doğal Afet Sigortası(DASK), kanunen zorunlu bir sigorta türü olmakla birlikte, yaşamsal güvence açısından hayati bir gereklilik teşkil ediyor. Doğal Afet Sigortası Kurumu tarafından şartları düzenlenen ve sigorta şirketlerince, yalnızca kurumun adına işlemleri sürdürülen DASK sigortası ile birlikte, nüfusunun %98'i deprem kuşağında yaşayan ülkemizde, adeta geleceğimiz güvence altına alınıyor.
DASK Nedir?
DASK, oluşabilecek herhangi bir deprem, tsunami, yer kayması gibi doğal afetlerin sonucunda, devletin bütçesinden bağımsız olarak zararların tazmin edilmesini amaçlayan bir sigorta çeşidi olma özelliği taşıyor. DASK kurumu toplamda 7 uzman kişiden oluşan bir heyet tarafından yönetilen ve işlemleri Hazine Müsteşarlığı tarafından denetlenen, resmi bir kurum olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Deprem kuşağında olan ülkemiz, Doğal Afet Sigortası Kurumu tarafından 5 farklı risk bölgesine ayrılıyor. Buna göre, DASK sigorta poliçelerindeki fiyatlandırmalar binanın bulunduğu bölgenin taşıdığı risk üzerinden hesaplanıyor. Ülkemizin coğrafi ve jeolojik yapısı, son 60 yılda ortaya çıkan doğal afetler göz önüne alındığında, deprem sigortası adı altında bir poliçe tasarlanması, büyük bir değer yaratıyor.
Deprem Sigortası Nedir ve Amaçları Nelerdir?
Genel olarak zorunlu deprem sigortası olarak nitelendirilen DASK, depremin kendisi dışında, depreme bağlı olarak ortaya çıkan infilak, yangın, tsunami ve yer kayması gibi afetlerin zarar vermesiyle oluşan hasarların tazminini de ön görüyor. Deprem sigortasının yaşantımıza girmesinden bu yana, artık yapılan konutların deprem yönetmeliklerine uygunluğu büyük önem taşıyor. İskan alınırken, deprem yönetmeliklerinin inşaat üzerinde uygulanıp uygulanmadığı hassasiyetle göz önünde tutuluyor. Bu yönüyle, bilinçli yapılaşmaya katkı sağlayan DASK sigortası, modern şehirleşmeye de artı değerler kazandırıyor. Sağlam yapılar, güvenli yaşam alanları oluşturmaya ve dolayısıyla insan sağlığına yatırım yapmaya imkan yaratıyor. DASK sayesinde, devlet bünyesinde güvence altına alınan sigorta bütçesi, oluşabilecek doğal afetler sonrasında devletin bütçesinde artı yük oluşturmadan kolayca tazmin edilebiliyor. Devlet ve vatandaş ortaklığı ile hazırlanan fon sayesinde, depreme dayalı maddi hasarların oluşturacağı yük, paylaşılmış oluyor.
Zorunlu Deprem Sigortası Teminatları Nelerdir?
Zorunlu deprem sigortası ile olabilecek herhangi bir deprem sonrası, konutunuz teminat altına alınıyor. DASK tarafından verilen teminat tutarları, yıllık inşaat maliyeti artışlarına göre hesaplanarak, tüm yapılar için azami tutarlarda uygulanıyor. Bu tutar her yıl yeniden belirleniyor. Binanızın temelinden itibaren tüm bölümlerini bir arada ya da ayrı ayrı sigortalatmanız mümkün. Binanın temeli dışında, asansörler, merdivenler, ana duvarlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, sahanlıklar, çatılar, koridor ve bacalar, bahçe duvarları da DASK kapsamında güvence altına alınıyor. DASK sigortası yaptırabilmeniz için öncelikli olarak tapunuzun hazır bulunması ve kat irtifakının alınmış olması gerekiyor. Ancak, 2000 yılından önce inşa edilmiş ve tapusu henüz bulunmayan meskenlerin de sigorta ettirenin beyanına bağlı olarak arsa bilgileri üzerinden sigortalanması mümkün oluyor. Bina zorunlu deprem sigortası ile güvence altına alınırken arsa bedeli hariç tutularak azami teminat tutarı hesaplanıyor. Meskenlerin metrekare büyüklüğü ve yapı malzemesi de azami teminat bedelleri üzerinde belirleyici etki oluşturuyor. Eğer sigortalatmak istediğiniz yapının bedeli, DASK tarafından belirlenen azami teminat tutarının üzerine çıkıyorsa, bu durumda isteğinize bağlı olarak aşan kısım için sigorta şirketlerinin sunduğu Konut Sigortalarından yararlanabilirsiniz.